KİMYASAL BAĞLAR
q Çevremize baktığımız zaman maddelerin çok çeşitli olduklarını görürüz. Bunun nedeni, farklı maddelerdeki atomların türlerinin farklı olmasının yanında atom ve moleküllerin farklı bir şekilde birbirlerine bağlanmasıdır. Soy gazlar dışında diğer element atomları kendi aralarında(ametaller) diğer element atomları arasında bağlar oluşturabilirler. Bağlar oluşurken daima ısı açığa çıkar (ekzotermik). Çünkü bütün sistemler enerji seviyelerini az seviyede tutmak isterler. Bu amaçla da kararsız tanecikler kararlı hale gelmek için bağları oluştururken enerjilerini verirler. Bağları koparmak için de enerji verilmesi gerekir.
q Metalik bağ, İyonik bağ ve Kovalent bağ olmak üzere üç çeşit bağ vardır.
4.1 Metalik Bağlar.
q Metalik bağ, bütün metal atomları için ortak olan iki özellikten faydalanarak açıklanabilir. Birincisi metallerin iyonlaşma enerjilerinin küçük olması. İkincisi ise değerlilik orbitalleri sayısının fazla olmasıdır. Baş kuantum sayısının artmasıyla değerlilik elektronlarının enerjileri birbirine çok yaklaşır. Bu sebeple değerlilik elektronları değerlilik orbitallerinin birinden diğerine kolayca geçebilir ve bir serbestlik kazanırlar. Serbestçe dolaşan elektron kendi çekirdeği tarafından çekildiği gibi diğer atom çekirdekleri tarafından da çekilerek değerlilik orbitallerine de gidebiliriler ve her yerde dolaşabiliriler. Değerlilik elektronlarını elektron denizine vermiş olan metal atomlarını da pozitif yüklü metal iyonları olarak elektron denizine daldırılmış olarak düşünebiliriz.
q Böylece pozitif yüklü metal iyonları ile negatif yüklü elektron denizi arasındaki çekim gücüyle oluşan bağa Metalik Bağ adı verilir.
q Elektron denizi içindeki metal iyonlarının yükü değerlilikleri kadardır. (Na’ da +1, Mg’da +2, Al’ da +3 vb)
q Periyotlarda soldan sağa gidildikçe iyonlaşma enerjisi artığından, elektron denizindeki elektronlar daha çok çekileceğinden metalik kuvvet artar. Soldan sağa gidildikçe değerlilik elektronlarının sayısı artığından elektron denizindeki + yük de artacağından elektron denizi ile + yük arasında çekimde artar.
q Örneğin aynı periyotta Na, Mg ve Al metallerinde Na bıçak ile kesilebilecek kadar yumuşak iken Al çok serttir. Erime noktaları da soldan sağa doğru artar.
q Gruplarda iyonlaşma enerjisi yukarıdan aşağı doğru azalacağından elektronlar çekirdek tarafından daha az çekilir. Bu nedenl e yukarıdan aşağı metalik kuvvet azalır. Erime ve kaynama noktaları yukarıdan aşağı düşer.
4.1 Lewis Yapıları ve Oktet Kuralı
q Atomun sembolünün etrafına değerlilik elektronlarının yazılmasıyla oluşan yapılara Lewis yapıları veya elektron nokta yapıları denir.
Ø Nötral atomlarda ve moleküllerde değerlilik elektronu sayısı kadar
Ø Tek atomlu ve çok atomlu pozitif yüklü iyonlarda değerlik elektronu sayısından pozitif yük sayısı kadar eksik.
Ø Tek atomlu ve çok atomlu negatif yüklü iyonlarda değerlik elektronu sayısından negatif yük sayısı kadar fazla.
elektron yazılır
q Soy gazların asallıkları (reaksiyon verme eğilimlerinin olmayışı) elektron dağılımlarından dolayıdır ve diğer elementlerin atomları, soy gaz atomlarının elektron dağılımlarına benzemek amacıyla bir araya gelmektedir.
q Bu yapılar incelendiği zaman nötral atomlardan iyonlar oluştuğunda elektron düzenlerinin soy gaz elektron düzeninde olduğu görülür. He hariç diğer tüm soy gazların elektron düzenleri s2p6 şeklindedir. He ise s2 şeklindedir. Atomlar bağ yaparken elektron alarak veya vererek kendilerine en yakın soy gaz düzenine benzemek isterler. Bu kurala Oktet kuralı denir. Oktet kuralı H, Li, ve Be hariç en son enerji düzeylerinde elektron sayılarının 8 olmasıdır. H, Li, ve Be 2 olmasıdır.
Molekülün toplam değerlik elektron sayısı tespit edilir.
2.
Molekülün tek bağlı iskelet yapısı yazılır.
Genellikle, molekülde en elektropozitif atom, merkez atomudur.
Geri kalan değerlik elektronlar atomların etrafına yalın çift olarak yerleştirilir.
a) Toplam değerlik elektronları eksik ise,
tek bağ yerine ikili veya üçlü bağlar oluşturulur
b) Toplam değerlik elektronları fazla ise,
merkez atom çevresine yerleştirilir.
q Bir atomun değerlilik elektronları sayısından bağ sayısının ve bağ yapmamış değerlilik elektronları sayısının çıkarılmasıyla elde edilen değere formal yük (FY) denir.
q FY= değerlilik e sayısı-(bağ sayısı+bağ yapmamış değerlilik e sayısı)
4.3 İyonik Bağ
Bir atomdan diğerine elektron aktarılması ile oluşan bağlara iyonik bağ denir.
İyonik bağ, daha çok metalik özellik gösteren elementlerle ametaller arasında meydana gelir.
Metaller, iyonlaşma enerjileri düşük olup elektron vermeye ve pozitif iyonlar oluşturmaya eğilimlidirler.
Ametallerin ise elektron ilgileri yüksek olup, negatif iyonlar oluşturmaya meyillidirler.
Böylece elektron alışverişi sonucu oluşan bu küresel yapılı pozitif ve negatif iyonlar, birbirlerini elektrostatik çekim kuvvetleri ile çekerek iyonik bağı oluştururlar.İyonik Bileşiklerin Özellikleri
İyonik bileşiklerin moleküler (kovalent) bileşiklerden farklı birçok özellikleri olup, bu özellikler şu şekilde sıralanabilir:
İyonik bileşikler katı halde iken son derece düşük elektriksel iletkenlik gösterirler. Oysa bu bileşikler eritildiklerinde yada suda çözüldüklerinde, oldukça iyi elektriksel iletkenlik gösterirler.
İyonik bileşikler, yüksek erime ve kaynama noktalarına sahiptirler.
İyonik bileşikler çok sert fakat kırılgandırlar.
İyonik bileşikler, genellikle su gibi polar çözücüler içerisinde çözünürler.4.4 Kovalent Bağ
Kovalent bağlar iki aynı veya farklı ametal atomları arasında meydana gelen bağlardır. Ametal atomlarının elektronegatiflikleri birbirlerine yakın olması nedeniyle, bağı oluşturan atomlar bağ elektronlarını hemen hemen aynı kuvvetle çekerler. Bu nedenle atomlar arasında elektron aktarımı olmaz. Bağ elektronları atomlar tarafından ortak olarak kullanılırlar. Bu şekilde elektron ortaklığı esasına dayalı olan bu çeşit bağlara kovalent bağ denir. Atomların kovalent bağla bağlanması sonucu oluşan yapıya molekül denir.
Aynı ametaller arasında gerçekleşen (Elektonegatiflikleri aynı) kovalent bağa
APOLAR KOVALENT BAĞ denir.
ÖR: H2, O2, N2... gibi
Farklı ametaller arasında gerçekleşen kovalent bağa POLAR KOVALENT BAĞ denir.
ÖR: HCl, AlCl3, BH3... gibi.
Koordine Kovalent Bağ
Coordinate Covalent Bond :
Kovalent bağı oluşturan iki elektron aynı atom tarafından sağlanır.
4.4 Kovalent Bağ
Kovalent bağlar iki aynı veya farklı ametal atomları arasında meydana gelen bağlardır.
Ametal atomlarının elektronegatiflikleri birbirlerine yakın olması nedeniyle, bağı oluşturan atomlar
bağ elektronlarını hemen hemen aynı kuvvetle çekerler. Bu nedenle atomlar arasında elektron aktarımı olmaz. Bağ elektronları
atomlar tarafından ortak
olarak kullanılırlar. Bu
şekilde elektron ortaklığı esasına dayalı olan bu çeşit bağlara
kovalent bağ denir. Atomların kovalent bağla bağlanması sonucu oluşan yapıya
molekül denir.
Atomlar arasında
kovalent bağ miktarı artıkça, atomlar birbirlerine daha çok yaklaşırlar ve bağ uzunlukları kısalır. Bağ uzunluğunu kısalmaları
birbirlerini daha fazla çekmelerinden dolayıdır.
Kovalent bir bağda iki atom arasında ortaklaşa kullanılan
elektronlar
çoğu zaman yeniden oluşan
orbital elektronlarıdır. Bağ yapan atomun elektronları enerji düzeylerini yeniden değiştirerek düzenlenirler ve yeni orbitaller
oluşur. Bu olaya
melezleşme veya
hibritleşme denir.
Atom orbitallerinin (girişimi) örtüşmesiyle k
ovalent bağlar oluşur. Bunun için örtüşen atom sayısı kadar yarı dolu HİBRİT orbitali oluşur. Bazan dolu orbitallerde bu Hibritleşmeye katılır fakat o zaman düzgün geometrik yapılar bozulur.
Üste BeH
2 molekülünde
temel halde Be bağ yapacağı zaman
dışarıdan alacağı enerji ile uyarılır ve 2s
elektronlarından biri
2 p ye geçer (1s
2 2s
1 2p
1 ) sonra 2s ve 2p orbitalleri yeniden düzenlenerek her iki orbitalin karakterini taşıyan
(% 50 S ve % 50 p)
ve enerjisi 2s ile 2p arasında olan
yeni özelliklere sahip
iki tane yarı orbital oluşur.
Bu orbitallere
sp melez orbital denir.
Periyodik tabloda 3A grubu elementlerinin oluşturabileceği bir
melezleşme türüdür. Örneğin BH
3’ deki
B atomunun temel halde
1s
2 2s
2 2p
1 olan elektron dizilişinde üç adet değerlilik elektronu vardır. Buna
göre borun
bir bağ oluşturması beklenirken bor hidrojen ile üç bağ oluşturur. Oluşan bu bağların
hepsi özdeştir. Bu durum
melezleşme ile açıklanabilir.
Temel haldeki B bağ yapacağı zaman
dışarıdan alacağı enerji ile uyarılır
ve 2s
orbitallerinden
bir elektron 2p orbitallerine geçer. Böylece 1s
2 2s
1 2p
2 şeklinde
olur. Her iki orbitalin karakterini taşıyan 1/3 s ve 2/3 p ve
2s ile 2p arasında bir enerji düzeyine sahip olurlar. Yeni özelliklere sahip üç adet yarı dolu orbital oluşur. Bunlara
sp2 melez orbitaller denir
sp3 melez orbitallerini üç farklı molekülde inceleyelim
Birinci yapıda
CH
4 molekülüne bakalım.
Merkez atomu olan c atomunda 4 adet değerlilik elektronu vardır (1s
2 2s
2 2p
2).
Bu temel hale
göre C ‘ un
p orbitallerindeki iki elektronu ile iki adet bağ yapması beklenir. Fakat C atomu
metanda yaptığı bağların
4 adet olduğu bir birlerine eşdeğer oldukları ve aralarında 109,5 derecelik açı olduğunu göstermektedir.
Bu durumda C
atomu dışarıdan aldığı enerji ile
2s orbitallerindeki bir
elektron 2p orbitallerine geçer ve
elektronik dizilişi 1s
2 2s
1 2p
3 şeklinde olur. Oluşan
yeni orbital % 25 s % 75 p karakterini taşır. Böylece C 4 adet yarı dolu orbitale sahip olur. Bu tür orbitallere
sp3 melez orbitaller denir.
NH
3 yapısını incelediğimizde
N’ nin
5 adet değerlilik elektronu vardır (1s
2 2s
2 2p
3 ). Amonyak molekülü oluşurken 2s ve 2p orbitalleri yeniden düzenlenerek 2s ile 2p arasında
yeni özelliklere sahip sp
3 melez orbitali oluştururlar.
Yarı dolu üç adet sp
3 melez orbitali üç adet hidrojenin s orbitalleri ile örtüşerek NH
3 molekülünü oluştururlar. Burada
bağ açılarının 109,5
0 olması beklenirken
ortaklamamış elektron çifti baskısı sebebiyle bu açı 107
0 dir.
Üçüncü yapı için
H
2O molekülünü inceleyelim. Merkez atomu olan
O atomu 1s
2 2s
2 2p
4 şeklinde elektronik dizilişe sahiptir. Su molekülü oluşurken 2s ve 2p orbitalleri yeniden düzenlenerek 2s ve 2p orbitalleri arasında
yeni özelliklere sahip
dört adet
2p
3 melez orbitalleri oluştururlar.
Yarı dolu iki tane melez orbital ile
H’ in
s orbitalleri girişim yaparak H
2O
oluşur.
Bu molekülde bağ açıları 104
0 dir.
4.5 Bağların Polarlığı
Elektronegatiflikleri eşit olan
atomlar arasında
oluşan kovalent bağların elektronları her iki atom tarafından
eşit oranda çekilirler.
Bu
tür bağlara
apolar kovalent bağ denir
H-H, F-F gibi).
Farklı iki ametal atom tarafından kovalent bağ oluşturulduğu zaman
bağ elektronları
atomlar tarafından ortaklaşa kullanılmaz. Farklı atomların elektronegatiflikleri farklı olduğundan bağ elektronları da atomlar tarafından farklı oranda kullanılırlar.
Elektronlar daha elektronegatif atom tarafından daha fazla kullanılır. Böyle paylaşım sonucunda molekülün
bir kısmı
kısmi negatif diğer taraf kısmı pozitif olur. Bu tür kovalent bağlara
polar kovalent bağ denir.
4.5 Bağların Polarlığı
4.6 Moleküller Arası Bağlar
Sıvı ve katı moleküllerini
bir arada tutan bağlara molkeküller arası bağlar denir. Bu kuvvetler
maddenin
erime noktası, kaynama noktası gibi fiziksel halini etkiler.
Sıvı ve katıların arasında üç adet moleküler arası çekim kuvveti vardır.
Dipol-dipol kuvveti
Van der waals
kuvveti
Hidrojen kuvveti
a)dipol-dipol etkileşimi:
Polar moleküller birbirlerini dipol - dipol kuvveti ile çekerler. Polar kelimesi, elektronegatiflikleri farklı olan ya da daha basit bir ifade ile (+) ve (-) kutuplaşması gözlenen moleküller için kullanılır.
Polar bağlar daima bir kısmi artı bir kısmi eksi uca sahiptirler. İki polar molekülleri birbirine yakınlaştırırken birinin pozitif ucu diğerinin eksi ucuna yönelir. Böylece bir molekülün artı ucu ile diğer molekülün eksi ucu arasında bir elektrostatik bir çekme oluşur. Buna dipol-dipol etkileşimi denir.
b) Van der Waals Kuvvetleri
Apolar moleküllerde dipol – dipol kuvvetlerinden söz edemeyiz. Ancak London kuvveti (1930’da Fritz London isimli bilim adamı tarafından bulunmuştur) apolar olan moleküllerdeki atomların kısa bir süre için hatta anlık olarak polarize olması ile oluşur. Atom çekirdeği etrafında dönen elektronlar bir anlık ta olsa, çekirdeğin belirli bir bölümünde daha fazla bulunur. Böylece atom kendi içinde kısmen polarize olur. Bu atoma komşu olan atomun ise, bu durumdan dolayı kendi elektronlarının dağılımı değişir ve o da polarize olur. Bu durum zincirleme halinde bütün molekülü etkiler. Böylece atomlar arsındaki etkileşmeden doğan bir çekim kuvveti meydana gelir. İşte moleküller arasında, atomların elektronlarının anlık pozisyon değişimlerine bağlı olarak oluşan çekime London kuvveti diyoruz. London kuvveti, moleküler ağırlığı fazla olan moleküllerde daha fazla hissedilir. Çünkü bu moleküller daha fazla elektrona sahiptir. Fazla elektron da, olası pozisyon değişiklikleri ihtimalini artırır.
b) Van der Waals Kuvvetleri
Molekül büyüklüğü: Büyük molekülde
elektronlar çekirdekten uzaklaştığı için çekirdek tarafından daha gevşek tutulurlar. Bu nedenle
elektronlar kolay hareket ederler ve anlık dipol oluşumunu kolaylaştırırlar. Anlık dipol arttıkça
wan dere waals kuvvetleri artar. Örneğin F
2, Cl
2, Br
2 ve I
2 molekül büyüklükleri artmaktadır.
Molekül şeklinin etkisi: moleküllerin şekli van der waals kuvvetlerine etkiler. Düz bir zincirde elektronlar, küçük sıkı ve simetrik moleküldeki elektronlardan daha kolay hareket eder ve molekül daha çok kutuplanabilir. Bu nedenle dipolu daha fazla artan molekül birbirlerini daha fazla çeker.
Örneğin
n-pentan
36,1
0C de kaynarken
neopentan
9,5
0C de kaynar.
c) Hidrojen Bağları
Bir hidrojen (H) atomunun oksijen (O) ve azot (N) gibi bir elektronegatif atoma kovalent bağlanması halinde, elektronların oksijen ve azot atomuna hidrojenden daha yakın bulunmaları nedeniyle elektropozitif hale gelen hidrojenin başka bir elektronegatif atom tarafından çekilmesi sonucu meydana gelir.
Hidrojen bağlarında, hidrojen bağı donörleri (vericileri) diye bilinen
-OH,
ñNH,
-SH gruplarının hidrojen atomları, O, N, S gibi akseptör ( alıcı) atomların serbest elektronları ile etkileşirler.
Hidrojen bağları, aynı cins moleküller arasında, farklı cins moleküller arasında, bir molekül içinde oluşabilir.
4.7 Rezonas
(içerik resim olduğu için eklenmemiştir.)